25 Şubat 2011 Cuma

İf İstanbul günlüğü- 24 Şubat Perşembe







Leslie Fiest! Bu yaz tanıştım kendisiyle. Hemen arkadaş olduk. Önce  adının nasıl söylendiği  konusunda kararsız kaldım. Kimileri 'fist', kimileri de 'fayst' diyordu. Sonra bu konuya kendisi açıklık getirdi. Grooveshark'ta şarkılarını üst üste dinlediğim bir pazar sabahı konserlerinden birinde adıyla ilgili yaptığı şakalardan öğrendim ki doğru telaffuz 'fayst'mış...
İlk zamanlar en çok Gatekeeper'ı, sonra hepsini teker teker çoook dinledim.


İf istanbul gururla sundu dün akşam. Ben de zevkle izledim ve dinledim. Reminder albümünün yapılışı, meydana gelişi üzerine bir belgesel. Önce filmin adı yüzünden (Look at the light did now- Baksana ışık ne yaptı) gösterilerindeki ışıklar hakkında olduğunu düşündüm.
Evet gösterilerde Fiest'ın hayal ettiği ışık oyunları ve bu işte çalışan artistin görüşleri var ve bundan bol bol bahsediliyor ama anladım ki filmin adında bahsedilen ışık, o ışık değil. Filmde bahsedilen ışık birlikte yaratmanın ışığı.

23 Şubat 2011 Çarşamba

İf İstanbul günlüğü- 23 Şubat Çarşamba

Güzel bir akşamdı. Önce saat 19:30'da W. S Burroughs: A Man Within ve 21:30'da Les Amours İmaginaires - Hayali Aşklar.

Burroughs  belgeseli 25 yaşındaki Lony Leyser tarafından çekilmiş.Gösterimden önce, film bitince sorular için yönetmenin orda olduğunu anons ettiler. Maalesef diğer filme yetişmek ve arada kazınan mideleri doldurmak için çıkmak zorunda kaldık. Sonra akşam youtube'tan birkaç ropörtajını izledim. Tam bir hiperaktif ve belli ki güzel şeyler yapmaya devam edecek Lony Leyser'ın de eşcinsel olması bence tesadüf değil.


22 Şubat 2011 Salı

İf İstanbul günlüğü- 22 Şubat Salı

İf günleri devam ediyor.. Fitaş salon 4'de izlediğim filmlere tatlı bir boyun ağrısı eşlik etmekte.O koca salonda G ve H sıralarında bilet aldığım için.

Pazar günü Yunan yapımı Kara Çayır maalesef iyi bir deneyim olmadı. 16. yy.da Osmanlı İmparatorluğu toprakları içinde Yunanistan'da geçiyor. Manastorda yaşayan bir rahibenin hikayesi. Hikayenin işleniş biçimi son derece atıl ve sıkıcıydı.
Dün akşam 21:30 seansında boynum ağrıyarak  (G-17) ve zevkle izlediğim Tom Tykwer filmi 'Üç'; konusu ve bence sanatı eşsiz kılan unsur olan, konunun işleniş biçimiyle harikaydı.