17 Şubat 2011 Perşembe

İf İstanbul günlüğü- 17 Şubat Perşembe

İlk defa layıkıyla bir film festivali takibi yapabiliyorum. Umarım aynı performansı İstanbul film festivalinde de gösterebilirim. Bir çoğuna yalnız gidecek olduğum 15 tane film var. Az önce birini izledim kaldı 14.
Bakalım hepsini izleyebilecek miyim? Yoksa heyecanla üst üste 3 filmin biletini alırken düşünmediğim şeyler geliyor aklıma şimdi. Yorgunluk, derslerin olduğu gelecek çarşambayı filmlerle doldurmak gibi, iyi organize olamadığım durumlar söz konusu. Neyse ben bugün ilk filmle İf'e giriş yaptım. Bakalım ne gibi maceralardan geçicez.


İlk film bir Japon anime: Kari-gurashino Arietti  /  Afm fitaş, salon 4
Film 1992'de  88 yaşında ölen İngiliz yazar Mary Norton'un ünlü romanı The Borrowers'dan uyarlanmış. Türkçe adı Aşırıcılar.

Tokyo'nun güneyinde 4 nesildir aynı eve sahip bir ailenin küçük oğlu Sho kalbinden rahatsızdır ve ameliyattan önce teyzesi tarafından dinlenmek ve ilgilenilmek için annesinin büyüdüğü bu eve getirilir.
İlk geldiği an yaprakların arasında küçücük bir insan görür. Bu evin döşemeleri altında yaşayan bir aile vardır. Arietti annesi ve babası. Arietti ve Sho arkadaş  olurlar. Bildiğimiz parmak çocuk boyutlarında insanlar ve onların büyük insanlardan aşırdıklarıyla yaşamlarını , kimseye görünmeden devam etmeleri üzerine kurulu film bende biraz hüzün yaptı.

Ayrıca film, beni Şeker Kız Candy'i izlediğim zamanlara götürdü.8-10 yaşlarıma...
 Prencess Mononake ve Ruhların Kaçışı   animelerinin yaratıcısı ünlü Studio Ghibli tarafından yaratılan film; Japon animelerinin hala değişmeyen çizgileri sayesinde (kahramanların kocaman gözleri, doğa, renler; insanlar,kısacası yaratılan dünya) çocukluğuma geri döndüren bir tatlılık oldu benim için. 

Bugünlük böyle, yarın 3 film. Balata yanmazsa sizinle de paylaşacağım...

Herkese iyi seyirler. 

Hiç yorum yok: